20 Mart 2020 Cuma

Musibetlerin sebepleri nedir? 2020 yılı felaketler


Geçtiğimiz yıl dünya genelinde bazı sıkıntılar yaşanmıştı. Yeni yıla girerken, herkesin temennisi 2020 yılının daha iyi geçeceği ve bazı sıkıntıların çözüme kavuşacağı yönündeydi. Ardından 2020 yılına girdik ve sanki tüm sıkıntılar sırada bekliyormuş gibi art arda insanlığın üstüne üstüne gelmeye başladı. Başlıca bazılarına değinirsek; Depremler, yangınlar, savaşlar, kazalar, seller, erezyonlar, kuraklık, salgın hastalıklar vs vs. Özellikle corona (covid 19) hala tüm dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Dünya genelinde bu hastalıktan epeyce insan yaşamını yitirdi ve hala bir çözüm üretilebilmiş değil, korona virüsü vakaları ve buna bağlı ölümler artarak devam ediyor. Ülkemizde de koronanın yayılmaması için çeşitli tedbirler alınıyor. Buna camilerde cemaatle namaz kılınmaması da dahil, ilk defa böyle bir sebeple Cuma namazı kılınamadı. Hal böyle olunca insanlar merak ediyor, bu kadar afet ve musibet neden bizim başımıza geliyor diye, biz de sadece kendimize çeki düzen vermemiz için bazı ayet ve hadislerle konuya değindik.



Başımıza Gelen Musibetlerin Sebepleri: 
1. Kendi yaptığımız hatalardan dolayı. وَمَا اَصَابَكُمْ مِنْ مُصٖيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْدٖيكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَثٖيرٍ ''Sizin başınıza gelen musibetler kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir. Yine de Allâh çoğunu affediyor.'' (Şura/30)
2. Yaptığımız yanlışlardan ve günahlardan dönmek için yani uyarı amaçlı olabilir. ظَهَرَ الْفَسَادُ فِى الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِى النَّاسِ لِيُذٖيقَهُمْ بَعْضَ الَّذٖى عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ ''İnsanların kendi yaptıkları yüzünden, karada ve denizde düzen bozuldu. Belki dönerler diye, (Allâh) onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor.'' (Rum/41)
3. İmtihan amaçlı olabilir. وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَىْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرٖينَ ''Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele.'' (Bakara/155) اَحَسِبَ النَّاسُ اَنْ يُتْرَكُوا اَنْ يَقُولُوا اٰمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ ''İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece «İman ettik» demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?'' (Ankebut/2)
4. Gerçek müminleri ortaya çıkarmak için olabilir. اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّٰهُ الَّذٖينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرٖينَ ''Yoksa siz, Allah içinizden cihad/mücadele edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?'' (Al-i İmran/142)
5. Hatasını görenlere günahlarına keffaret için olabilir. ''Bir Müslüman’a herhangi bir musibet, bir sıkıntı, bir keder, bir üzüntü, bir eziyet, bir gam dokunursa, hatta kendisine bir diken bile batarsa, mutlaka Allah bunları onun günahlarına kefaret yapar.'' (Buharî, Marda-1 / Müslim, Bir-52)
6. Kötülük yapanlara destek olduğunuz için olabilir. وَلَا تَرْكَنُوا اِلَى الَّذٖينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ اَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ ''Sakın zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım edilmez.'' (Hud/113)
7. Kötülüğe engel olmadığınız için olabilir. وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصٖيبَنَّ الَّذٖينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعِقَابِ ''Öyle bir fitneden/günahtan sakının ki, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (herkese erişir). Bilin ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.'' (Enfal/25)
Not: Fitne; Fesat, karışıklık, imtihan, günah demektir. Bazı günahlar bütün toplumu ilgilendirir ve herkes sorumludur. Örneğin; Kötülüğe engel olmamak, insanların ve toplumun arasını bozmak, inananlara zulmetmek büyük fitnelerdendir.
8. Günahlarımızın cezasını bu dünyada çekmek için olabilir. ''Ümmetim, merhamete uğramış bir ümmettir. Ahirette azap görmeyecektir. Onun azabı, dünyada başına gelen fitneler/ağır imtihanlar, depremler, masum yere öldürülmeler gibi felaketler şeklinde olabilir.'' (Ebu Davud, Fiten-7)
9. İnsanların şımarıklıkta haddi aşmaları olabilir. وَاِذَا اَرَدْنَا اَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً اَمَرْنَا مُتْرَفٖيهَا فَفَسَقُوا فٖيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمٖيرًا ''Bir beldeyi helâk etmek istediğimizde, oranın güç sahiplerine (iyiliği) emrederiz onlar ise bozgunculuk yaparlar ve azabı hak ederler. Biz de orayı yerle bir ederiz.'' (İsra/16)
10. İnsanların büyüklük taslayıp Allah'ı aciz bırakacağını sanması: اِسْتِكْبَارًا فِى الْاَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ وَلَا يَحٖيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ اِلَّا بِاَهْلِهٖ فَهَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا سُنَّتَ الْاَوَّلٖينَ فَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَبْدٖيلًا وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَحْوٖيلًا. اَوَلَمْ يَسٖيرُوا فِى الْاَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَكَانُوا اَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيُعْجِزَهُ مِنْ شَیْءٍ فِى السَّمٰوَاتِ وَلَا فِى الْاَرْضِ اِنَّهُ كَانَ عَلٖيمًا قَدٖيرًا ''Onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilerin kanunundan başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın kanununda bir değişme ve sapma bulamazsın. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha da kuvvetli idiler. Göklerdeki ve yerdeki hiçbir şey, Allah'ı âciz bırakacak değildir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, kudret sahibidir.'' (Fatır/43,44)
YORUMLAR